Bu blog bilgilendirme amaçlı olup kliniğimizde sadece burun estetiği ameliyatları, botoks ve dolgu yapılmaktadır.
Alerjik Nezle, alerjiye neden olan maddelerin (alerjen) burun mukozasına temas etmesi sonrasında ortaya çıkan ve akıntı, burun ve gözlerde kaşıntı, hapşırma, boğaz kaşıntısı gibi şikayetlere seyreden rahatsızlığa denir. Nedeni havada bulunan ve solunumla buruna giren parçacıklara karşı gelişen anormal reaksiyondur. Alerjik nezle ile eş anlamlı olarak saman nezlesi, yaz gribi ve alerjik rinit (burun iltihabı) terimleri de kullanılmaktadır.
Bu hastalıkta oluşan alerjik reaksiyonların şiddeti kişiden kişiye değişmekte, bazı hastalar bu alerjik reaksiyonları çok hafif atlatırken bazıları için iş yapmalarını engelleyecek, hayat kalitelerini bozacak kadar şiddetli olabilmektedir.
Alerjik nezle şikayetlerin süresine göre Intermitant (aralıklı) ve Persistan (Sürekli) olmak üzere iki alt gruba ve şiddetine göre hafif, orta ve ağır olarak üç gruba ayrılmaktadır.
ALERJİNİN NEDENİ
Alerji tanım olarak bağışıklık sisteminin geliştirdiği aşırı bir reaksiyondur. Bağışıklık sistemi vücuda giren tüm yabancı maddelere karşı bir yanıt geliştirmektedir. Normal şartlar altında bu doğal bir korunmadır. Bununla birlikte bazı kişiler bir takım maddelere karşı farklı bir bağışıklık cevabı geliştirmekte ve bu maddelerle tekrar karşılaşıldığında beklenmeyen aşırı reaksiyonlar görülmektedir. Alerjik nezle tedavisi hakkında bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.
Bu maddeler alerjen, kişiler ise alerjik olarak isimlendirilmektedir. Alerji genetik olarak geçiş gösteren bir özelliktir ve her iki ebeveynin alerjik olması durumunda çocuklarında yaklaşık %50 oranında alerji görülmektedir. Alerjenler vücudu antikor yapmak üzere uyarırlar. Bu antikorlar daha sonra alerjenlerle birleşerek, vücutta istenmeyen etkilere yol açan bazı kimyasal maddelerin salgılanmasına neden olurlar.
Histamin bunlar içinde en iyi bilinen kimyasal maddedir. Bu madde burun zarlarının şişmesine, kaşıntıya, tahrişe ve aşırı miktarda akıntı oluşmasına neden olur.
HANGİ ALERJENLER RİNİT YAPAR?
Havada taşınabilecek kadar küçük ve hafif olan hayvan ve bitki proteinleri gözümüz, burnumuz ve boğazımızdaki zarlar üzerinde birikirler. Polenler, mantar sporları, hayvan tüyleri ve ev tozu bu parçacıkların en sık rastlananlarındandır.
İlkbaharın erken dönemlerinde polenler ya da çevrede sıklıkla rastlanan ağaçlar alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. İlkbaharın geç dönemlerinde ise polenler çayırlardan kaynaklanmaktadır. Polenleri havayla taşınmayacak kadar ağır olan renkli süs bitkileri nadiren alerjiye neden olmaktadır. Bu bitkilerin polenleri bir yerden bir yere böcekler tarafından taşınmaktadır. Bazı bitkiler ise Ağustosun sonunda polen vermeye başlar. Bu Eylül ayı boyunca devam eder. Kimi zaman Ekim ayına kadar veya ilk soğuklara kadar polen verdiği olur.
Mantarlar ekmeği küflendiren, meyvelerin bozulmasına neden olan küflerdir. Aynı zamanda kuru yapraklarda, çayırlarda, samanda, tohumlarda diğer bitki ve toprakta da bulunurlar. Soğuğa dirençli oldukları için alerji sorunu uzundur ve karın toprağı kapattığı dönemler dışında tüm bir yıl sporları havada bulunur. Ev içinde mantarlar ve bitkilerinde ve onların saksı toprağında yaşar. Bodrum katları ve çamaşır odaları gibi nemli yerlerin yanı sıra peynirde ve mayalanmış içkilerde de bulunurlar.
ALERJİK NEZLENİN YIL BOYUNCA DEĞİŞİMİ
Alerjenler hayvan artıkları, kozmetik malzemeler, mantarlar, yiyecekler ve ev tozları da dahil olmak üzere bütün yıl boyunca ortamda bulunurlar. Ev tozu, mobilyalardan dökülen selülozdan, mantarlardan, akarlardan, ev hayvanlarında dökülen artıklardan ve böcek parçalarından oluşan karmaşık bir yapıdır. Alerji kışın sıcak hava sistemlerinin açılmasıyla ev tozunun etkisi altında artmaktadır.
ALERJİNİN ZARARLARI
Alerjik kişilerin soğuk algınlığına, sinüs enfeksiyonuna ve kulak enfeksiyonlarına olan hassasiyetleri artmıştır. Bu hastalık onları alerjisi olmayan insanlardan daha fazla rahatsız edebilir. Hatta bazen daha ağır olarak bu kişilerde astım gelişebilir.
ALERJİK HASTAYA YAKLAŞIM
Tüm hastaların tam bir kulak, burun, boğaz, baş ve boyun muayenesi yapılmalıdır. Şikayetlere herhangi bir enfeksiyonun ya da yapısal bir bozukluğun yol açıp açmadığı saptanmalı böyle bir problemin belirlenmesi halinde uygun tedavi yapılmalıdır.
Hikaye ve muayeneden sonra hangi maddeye karşı alerjik reaksiyon oluştuğunu tespit etmek amacı ile deri testleri ya da kan testleri istenebilir. Testler sadece hangi maddeye karşı alerjiniz olduğu değil bu alerjinin düzeyi de ortaya çıkmaktadır.
Alerji tanısı konulan hastalarda tedavide kullanılabilecek farklı ilaç grupları mevcuttur. Hastanın özelliklerine, muayene bulgularına ve şikayetlerinin ciddiyetine göre farklı tedavi protokolleri uygulanabilir.
Kullanılan başlıca ilaç grupları; antihistaminikler (alerjik reaksiyonları baskılar), dekonjestanlar (burun içindeki ödemi azaltır), kromolin (reaksiyona neden olan maddelerin hücrelerden salınmasını önler), kortizon (reaksiyonları azaltır, enjeksiyon, hap ya da sprey olarak kullanılabilir) ve aşıdır (alerjenin vücutta alerji oluşturmadan bloke edilmesini sağlar, alerjene hassasiyeti azaltır).
Testlerle ya da hikaye ile şikayetlere neden olan bir alerjen saptandığında tıbbi tedavinin yanı sıra bu alerjen maddelerden korunmaya yönelik çevre kontrolü danışmanlığı da verilmelidir.
Alerjik nezle tedavisinde takip edilen yaklaşım sırası şu şekildedir:
- Alerjen uyaranlarla temasın kesilmesi,
- İlaç tedavisi,
- Aşı tedavis
- Cerrahi: Özellikle burun tıkanıklığına neden olan burun eti büyümeleri, burun içi polip oluşumları ve tedaviye yanıt vermeyen kronik sinüzit durumlarında başvurulur. Hastanın şikayetlerinin azalmasında faydalı olur.
ALERJİDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
İdeal olarak alerjinin oluştuğu yerden uzakta yaşamak seçilebilir. Ne yazık ki bu ideal uygulama nadiren yapılabilir. Ancak bazı yardım önerileri faydalı olmaktadır.
- Çimleri keserken veya ev temizliği yaparken polen maskesi takmak.
- Isıtma ve havalandırma sistemlerindeki filtreleri aylık olarak değiştirmek ya da bir hava temizleme aygıtı kullanmaya başlamak.
- Polenlerin çok yoğun olduğu dönemlerde kapıları ve pencereleri kapalı tutmak.
- Evde bitki ve hayvan bulundurmamak.
- Kuş tüyü yastıkları, yün battaniye ve yün örtüleri pamuk veya sentetik maddeden yapılmış olanlarla değiştirmek.
- Gerekli olduğunda yeterince antihistaminik ve dekonjestan kullanmak.
- Yatağın baş tarafı yukarı kaldırılmış bir şekilde uyumak.
- Genel sağlık kurallarına uymak, her gün egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak ve diğer hava kirliliğine neden olan etkenlerden uzak durmak, dengeli beslenmek, karbonhidratları aza indirmek, diyete vitaminleri eklemek.(c vit.) Kuru ev içi havası birçok alerjik kişinin kötüleşmesine neden olduğundan özellikle kış aylarında hava nemlendirici kullanmak faydalı olacaktır. Ancak nemlendiricide mantar üreme ihtimali göz önüne alınmalıdır.